31 Ağustos 2008 Pazar

Cüneyt Tek Kurşun Şarkı Sözleri Video Klip


Dünya yıkılsa üzerime
Son sözüm yine iki kelime
Otur kalbimin üzerine
Öyle kal aşkım..

Tenden kurşun geçer de
Geçmeyen bir sevdan var.
Unutma her erkeği
Diz çöktüren bir kadın var.


Olmazsa olmazımsın
Gözyaşım yaralarımsın
Senden başka kimim var

Yemin verdim gitmem bir yere
Taş olup kırılsam bin kere
Otur kalbimin üzerine
Öyle kal aşkım

Tenden kurşun geçer de
Geçmeyen bir sevdan var.
Unutma her erkeği
Diz çöktüren bir kadın var.

Olmazsa olmazımsın
Gözyaşım yaralarımsın
Senden başka kimim var

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Gülben Ergen Bay Doğru Şarkı Sözü Video Klip

Bir defa aşktan soğuyunca muhtemelen çok zor,
Bir daha sevmek istemiyorsun.
Hele senle aşk değil bu çok kurallı bir okul,
Sevmedikçe kaytarıyorsun.

Sen doğru ben baya yanlış, bay doğruyla bayan yanlış
Sanki herşey sana kalmış, dünya istediğin kadarmış
Yok mu bu işte bir yanlış, herkes ellerinden kaymış
Yalnız tahtında otur dur o zaman.

Sen doğru ben baya yanlış, bay doğruyla bayan yanlış
Sanki herşey sana kalmış, dünya istediğin kadarmış
Yok mu bu işte bir yanlış, herkes ellerinden kaymış
Şimdi beni onlardan ayır o zaman.

Bir ara kendine gelince yalanı durdur,
Aklındakinden kaçıyorsun.
Sevdiğini söylemekte çok güzel huydur,
Gecikince kayboluyorsun.

Sen doğru ben baya yanlış, bay doğruyla bayan yanlış
Sanki herşey sana kalmış, dünya istediğin kadarmış
Yok mu bu işte bir yanlış, herkes ellerinden kaymış
Yalnız tahtında otur dur o zaman.

Sen doğru ben baya yanlış, bay doğruyla bayan yanlış
Sanki herşey sana kalmış, dünya istediğin kadarmış
Yok mu bu işte bir yanlış, herkes ellerinden kaymış
Şimdi beni onlardan ayır o zaman.

Video Klibi İzlemek İçin Tıklayınız...

29 Ağustos 2008 Cuma

Ferhat Göçer Gül ki Sevdiğim Şarkı Sözü Video Klip

Gül ki Sevdiğim Şarkı Sözleri

Bu sabah yerini kimler almış diye düşündüm kalktığımda
Hiç biri seni,hiç biri beni,hiç biri bizi anlamamış
Bu sabah telefonu hiç açmadım,çaldı durdu aldırmadım
Hiç birşey seni seni düşünmemi engellemez ben anladım bu sabah.

Gül ki sevgilim,gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel birazdaha arşa çıksın nağmelerim.
GÜl ki sevgilim,gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel birazdaha arşa çıksın nağmelerim.

Bu sabah adını boş kağıtlara yazdım astım duvarlara
Ben birtek seni eski günleri özledim canım anlasana
Bu sabah yatağın boş kısmını resimlerinle süsledim
Gördün halimi anla derdimi ne olur dön çok özledim bu sabah.

Gül ki sevgilim,gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel birazdaha arşa çıksın nağmelerim.
GÜl ki sevgilim,gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel birazdaha arşa çıksın nağmelerim.

"Gül Ki Sevdiğim"Video Klibi İçin Tıklayınız

Ogan Aydın Evde Kaldım Şarkı Sözleri Video Klibi


Evde Kaldım Evde Kaldım Evde Kaldım
Yeniden bir can aldım
Söz veriyorum dersimi aldım
Gizli gizli bahara kandım
Sorma
Hale hale ayla yıldız
Temmuzda bir gece yalnız
Mesajlarım aşkı sana
Sorma
Evde kaldım evde kaldım
Sen tatilde eğlenirken
Dertlere boş vere vere
kaldım sınıfta kaldım
Evde kaldım evde kaldım
Sen tatilde eğlenirken
Dertlere boş vere vere
Kaldım sınıfta kaldım
Yeniden bir can aldım
Söz veriyorum dersimi aldım
Gizli gizli bahara kandım
Sorma
Hale hale ayla yıldız
Temmuzda bir gece yalnız
Mesajlarım aşkı sana
Sorma
Evde kaldım evde kaldım
Sen tatilde eğlenirken
Dertlere boş vere vere
kaldım sınıfta kaldım
Evde kaldım evde kaldım
Sen tatilde eğlenirken
Dertlere boş vere vere
Kaldım sınıfta kaldım

VİDEO KLİBİ İÇİN TIKLAYINIZ ...

26 Ağustos 2008 Salı

Karakalem Resmini Çizebilsem

Karakalem Resmini Çizebilsem

Bembeyaz bir sayfa duruyor
Yeni doğan bebeğin teni gibi
Tertemiz ve narin.

Bir karakalem deyecek
O narin sayfaya izler bırakacak
Sorgusuzca ve gamsızca.

Belli belirsiz sallıyorum kalemi
Birşeyler anımsıyorum daha dün gibi
En tatlı halindeki o gülcemalini
Resmetmek için.

Boş bir sevda değil bu
Günü birlik hakgetire
Tarifi var anlatamıyorum
Şekli var gösteremiyorum
İfadeler anlamsızlaşıyor
Söz konusu sen olduğunda

Elimde bir resmin var
Birşeyler anımsatıyor
Renkli cıvıl cıvıl bir gülüşü var
Işıltısı odamı aydınlatıyor adeta

O resmi kalemle ben yapabilsem
Zihnimdeki o görüntüyü aktarabilsem
Gözündeki o ışığı yansıtabilsem
Sen ölümsüz bir şaheser
Ben unutulmaz bir ressam olurdum.

17 Ağustos 2008 Pazar

Fail-i Meçhul Şiir

İçimden birşeyler yazmak geldi
Sebebini bilmeden öylesine

Konusu yok teması yok içeriği yok
Saçma sapan cümleler işte.

Hani insan bir boşluğa düşer ya
Uçurumun kıyısındaymış gibi
Boşluğa öyle boş boş bakar gibi
Bakan körler gibi.

Bir yanım kıpır kıpır
Sanki yerinden çıkacak bu yürek
O da olmasa adım atmak uçurumdan
Olmadı boşluğa boş boş bakmak.

Dışarıdan gelen yüksek "bas"lı bir müzik
Kulak kabartıyorsun hangi zü..... diye
Bir ümidi var belkide seslendiği biri
Kafanı iki yana sallayıp
Oturuyorsun yerine.

Bir ümit içimde yer edinmek istiyor
Barınacak yer bulamıyor
Ne kalbimde ne beynimde.
Ümitsizliğe ise parsel parsel yer var
Devrecilik yapıyorlar birbirlerine.

Velhasıl yine elde var sıfır
"Hayırlısı" kelimesine düşman
Konu komşudan uzak
Ama inadına yaşamak
Yaşadığına ve yaşanmışlığa kahretmeden
Sağlığın değerini bilmeden yaşamak...

Ceza Mahkemesi Kanal D

Almanya, Avusturya, Polonya, Hırvatistan ve Rusya’dan sonra "Ceza Mahkemesi" adıyla Kanal D’de ekrana geliyor. Buna benzer bir program STV Kanalında "Boşanmak İstemiyorum" adlı programda yapılmakta. Fakat anladığım kadarıyla burada konular daha geniş kapsamlı olacak.
" Ceza Mahkemesi " Programında Hakim Veysel Divanoğlu Başkanlığın’da Savcı Pınar Gündüz ve Avukat Tunç Demircan’dan oluşan deneyimli mahkeme heyeti, Türk halkının acı, tatlı ve trajikomik hikâyeleriyle hafta içi her gün izleyiciler ile buluşacak.

Basın ve TV lerden sürekli gündende olan mahkeme konularının bu zamanda TV kanalına taşınması reyting kaygısını aklıma getiriyor. Günümüzde o kadar çok dava görüşülmeye başlandı ki hakimlerin savcıların kafasını kaşıyacak vakitlerinin olmadığına inanıyorum. Hele hele kamu davaları yıllarca sürmekte yüzlerce dosya oluşturulmakta ve binlerce sayfa savunmalar yazışmalar yürütülmekte. Allah kimsenin başına vermesin ne diyelim...

Her Şeyin Bittiği Yerden Sinema Filmi

Marmara Depreminde 27 saat enkaz altında kalan Sami Dündar'ın yaşadıklarından esinlenerek, Ezel Akay'ın yöneteceği, başrolünü Okan Bayülgen'in oynayacağı, Türk-Yunan ortak yapımı ''Her Şeyin Bittiği Yerden'' adlı sinema filminin çekimlerine başlandı.

Çekimler öncesi film için eski SEKA İzmit İşletmesi alanında hazırlanan platoda düzenlenen basın toplantısında konuşan yönetmen Ezel Akay, ikna olabilmesinin tek yolunun, tekrarlarla ''bir daha, bir daha, bir daha'' çeşitli mecralarda ''Hazır olun, başınıza çok kötü şeyler gelecek'' demek olduğunu ifade eden Akay, sete giren herkesin korkuya kapıldığını, sağa sola bakmaya pek cesaret edemediğini, oysa bakılması gerektiğini dile getirdi.

''Kalabalık bir dünyayı anlatıyoruz. Aramızda bu hikayeleri gerçekten yaşamış insanlar var. Bunlardan birisi o dönemde Gölcük'te Sami ile birlikte çalışan astsubay Suat Ay... Ay, danışmanlığımızı ve kurumsal ilişkilerimizi yürütüyor. Bandırmalı Erol (Çakır), yani Sami'yi bir ceset torbasında bulup, canlı olduğunu fark eden kişi aramızda. Bunlar gibi pek çok karakter, kendisini oynayacak kişilerle yüzleşmeyi bekliyor. Filmin bittiği yerden başlayacağız. Bir final sahnemiz var ve bugünde geçiyor. Filmin sonunda 17 Ağustos 2008 gecesine geliniyor. Onunla ilgili bir final sahnemiz var. Daha sonra çeşitli efekt sahneleriyle çalışmalarımız devam edecek, oyunculu sahnelere 1 Ekim'de başlanacak. Filmin mart ayında vizyona girmesi planlanıyor.''

Çok korktuğunu ifade eden Dündar, şunları kaydetti:

''Bir an önce kurtulmak istiyorum. Burada bulunma sebebim, bir filmi yapmak ya da kampanyanın içinde bir parça haline dönüşmekten ziyade, göçükten hala çıkamayan ruhları temsil etmektir. Onlardan birisi de benim, ben hala göçükten çıkamadım. Eminim ki canlı olarak kurtulan kimse hala göçükten çıkamamıştır.

Bayülgen, ''Yapılacak film, üzücü, seyredilemeyecek, hatırlanamayacak kadar uyarıcı ya da utanç verici iş olmayacaktır. Yapılacak film, kendimizi izlememizi sağlayacak ve gelecek nesillere burada neler olduğunu aktaracaktır'' diye konuştu.

haberler.com'dan alıntıdır...

16 Ağustos 2008 Cumartesi

Peri Masalı Kanal1 Çocuk Dizisi

Prodüksiyonunu Plato Film’in üstlendiği, yönetmenliğini Celal Çimen’ in yaptığı, başrollerini Neslihan Yeldan, Serenay Sarıkaya ve Şahap Sayılgan’ın oynadığı “PERİ MASALI”, Türkiye’nin en neşeli kanalı Kanal 1 ekranlarında başlıyor!

Yılların deneyimli oyuncu ve ustalarından Ayşen Gruda , Altan Günbay, Işık Aras, Ayberk Attila’nın da dizinin castında yer alması dizi filmin kalitesini bir çıta daha yükseltiyor. Ve yine genç oyuncular Cemre Mutluyazar, Sedef Şahin, Volkan Akçaalan, Bora Ceniz, Ahsen Özgenç dizi filmdeki performanslarıyla gelecek vaat ediyor.

Çocukların hayal dünyasının sınırlarını zorlayacağa benzeyen yeni dizi “ Peri Masalı” kendi kulvarında Türkiye’de bir ilk olacağının sinyallerini şimdiden veriyor.

PROGRAM ÖZETİ:

Peri Masalı, düş dünyasıyla, gerçek dünya arasında geçen bir hikâyeyi anlatıyor. İyilik perisi Talya ve kötü cadı Pamira dünyada kaybolan düşler ülkesinin kapısını ararlarken, bir köşkte hiçbir şeyden habersiz yaşayan Rüya, kendini ikisi arasında buluverir. Ansızın Talya can dostu, Pamira ise üvey annesi oluvermiştir. Üstelik düşler ülkesinin kapısı, ancak Rüya en güzel düşünü gerçekleştirip yakışıklı prensine kavuşursa açılacaktır.

Ailece seyredebileceğiniz kaliteli ve sıcak bir proje olan “PERİ MASALI” 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin en neşeli kanalı Kanal 1 ekranlarında başlıyor!

Prenses Perfinya Fox Çocuk Dizisi

PRENSES PERFİNYA

Florinya Vektor’un yedek parça deposundan Perfinya’nın uzay gemisi için gerekli olan ışık hızı kristalizörünü gizlice almaya çalışırken yakalanmıştır. Vektor, Florinya’yı sorgular ve hapseder. Perfinya, Florinya’yı kurtarmak için planlar yapmaya başlar.
Santor ve Garoks bu kez deneylerini Hakan üzerinde yapmışlardır. Hayal gücü yerine Hakan’daki tüm sorumluluğu almışlardır. Hakan’ın sorumsuz davranışlarına Murat ve Emel anlam verememektedir. Hakan kimseden habersiz galeride bir parti verip ortalığı birbirine katar. Çocuklar yardım için Perfinya’yı çağırsalar da Perfinya Florinya’yı kurtarmaya çalıştığı için çocuklara yardım etmeye gelemez.

Prenses Perfinya Oyuncuları:
Aliona Bozbey (Perfinya), Volkan Severcan, Atilla Arcan,
Ruhsar Gültekin, Jess Molho Necmi Yapıcı, Tevfik İnceoğlu,
Selahattin Taşdöven, Umay Korgül, Tibet Töre, Şevval
Başpınar.
Yönetmen: Umut Gelgör

Çalakalem Karalamalar

Her insan birşeyleri gerçekleştirme arsuzu içindedir. Kimi ev, kimi araba, kimi çapkınlık, kimi de para. En nihayetinde hepsi para ile olsada kimileri paraları tutmayı düşünürken kimileride kazandığını direkt harcamayı düşünür. Bu isteklerin birtürlü sonu gelmez. Taa ki hayat bitene kadar. Şimdi benim ne istediğimi yazacağımı mı düşündünüz? Hayır yanıldınız. Kendinden bahsetmiyeceğim bu sefer.
Değineceğim konu arzular ve istekler. Çocukluğumuzdan beri sürekli birşeylerin peşindeyiz. Emeklerken renkli ve sesli oyuncaklar. Yürüyeme başlarken biraz daha büyük ve destek alınabilecek nesneler. Okul çağında renkli ve çeşit çeşit kalemler, silgiler, defterle, çantalar, ayakkabılar, klasörle. Biraz daha büyüyünce bisikletler, cep telefonları, anlamsız istekler falan filan. Bunları saymakla bitiremeyiz sanırım. Neyse zaten çoğunu kendimizden ve çevremizden biliyoruz.
Acaba bu isteklerimizi gerçekten istiyormuyuz. Yoksa başka birisinde olduğu için mi istiyoruz. Bir çocuğa gördüğü bir pyuncağı almazsanız saatlerce hatta bazıları günlerce size küsebilir. Ama alırsanız da iki-üç saat oynayıp köşeye atabilir. Büyüklerde de bu durum söz konusudur.
Örneğin bir araba almak istiyorsunuz ve aylarca para biriktirdiniz. O aylarca kısmını kolay geçemem çünki o aylarda sürekli alacağı arabanın hayali kurulur. Ne renk olsun, az yakıt yaksın falan filan. Sonra aldıktan sonra nerelere gidileceği, kimleri gezdireceği gibi birsürü hayal. Nitekim yeterli para biriktirilip araba alındıktan sonra da bunların çoğu gerçekleştirilir. Peki ya sonra. Aylarca araba hayali kuran kişi arabayı aldıktan bir süre sonra arabası olduğunun bile farkında olmaz. Taa ki arabayı satıncaya kadar.
Bu olay her istekde bu şekilde. Enteresan değil mi?. Herşey sahip oluncaya kadar değerli ve güzel. Ya sahip olunduktan sonra!!!! Sonrası ................herşey yine silbaştan ve ve başka bir isteğin peşinden koşmaca.....

15 Ağustos 2008 Cuma

2008 Ağustos Dönemi Öğretmen Atama Sonuçları

Bilindiği gibi 21 Ağustos Perşembe günü 2008 Ağustos Dönemi Öğretmen Atama sonuçları belli olacak. Sonuçlar internetten yayınlanır yayınlanmaz buradan da ulaşabileceksiniz.

Bu sene Ağustos Döneminde 18 binin üzerinde bir öğretmen ataması gerçekleşecek. Bunlardan yaklaşık 3500'ü sözleşmeli geriye kalanıda kadrolu olarak atanacaklar. KPSS'ye giren 237 binin üzerinde aday bulunmakta. Kasım ayında da 10 bin sözleşmeli öğretmenin ataması yapılacak. Yani yine seneye 205 bin den fazla kişi ATANAMAYACAK. ve bir sonraki KPSS'ye hazırlanacak. Diğer yandan Eğitim Fakülteleri ve Fen-Edebiyat Fakültelerinden de her sene yaklaşık 40 Bin'e yakın öğrenci mezun oluyor. Yani kısacası 200 bin'in üzerinde öğretmen fazlalığı hiç erimiyor. Fazlalık demek yanlış olur çünkü Türkiyenin Sendika araştırmalarına göre 150 bin'den fazla öğretmene ihtiyacı var. Fakat bu ihtiyaç ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER veya Branşı olmayan öğretmenlerin haftalık ders saatini doldurması için verilmesiyle giderilmeye çalışılıyor. Ne diyeyim Başöğretmen ATATÜRK yattığı yerden kalksada şu EĞİTİM REZALETİNİ görse....

2008 Öğretmen Atama Sonuçları İçin Tıklayınız...

2008 Öğretmen Atama Minimum Maximum Puanları İçin Tıklayınız...

2008 ÖSS Yerleştirme Sonuçları

Yorucu bir çalışma sezonunun ardından 15 Haziran 2008 Pazar günü yapılan ve tercih işlemleri de yakın zamanda son bulan Öğrenci Seçme Sınavı sonuçları bugün itibariyle açıklandı. Umarım herkes istediği üniversiteyi kazanmıştır.
Aşırı yoğunluk nedeniyle ÖSYM'nin İnternet Ana Sayfasına ulaşılamamaktadır. Bu Linki Tıklayarak Yerleştirme sonuçlarınızı öğrenebilirsiniz...

Herkese öğrencilik hayatında başarılar diliyorum. Kazanamayanlarda tekrar denemeyi düşünürler mi bilemem ama herşey üniverisite okumak değildir. Kimileri de üniversite okumak için üniversite okuduklarından yüzbinlece diplomalı işsiz ordusu oluşmakta. Çünkü bu ülkede üniversite var ama mezun olunca çalışacak iş sahası yok.

14 Ağustos 2008 Perşembe

Serçe Dizisi Müziği Güldede Sözleri Dinle


Serçe dizi müziği sözleri

Her rüyada şiir gibi gözlerin
Beni yakar küllerimi savurur
Gece gündüz uyanmadan beklerim
Emanettir kokun bir gülde durur
Bitmeden bu rüya ölsem
Yüreğim Avuçlarında
Uyandırmasa
Yokolup bitsem dudaklarında
Getireceğim inan güneşi akşamlarına
Uyandırmasa
Asılı kalsam gözyaşlarında

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Öğretmen Adayları KPSS'ye Girmemeli mi?

Akşam gazetesi yazarı Bekir Türkmenoğlu, 12 Ağustos tarihli yazısında öğretmen adaylarının neden KPSS'ye girmek zorunda olduğunu anlamadığını belirten bir yazı kaleme aldı. Kamu Personel Seçme Sınavının (KPSS) nasıl bir sınav olduğu ve öğretmen adaylarının neden KPSS'ye girmesi gerektiğine dair kısa bir açıklama yapma gereği duyuyoruz.

BEKİR TÜRKMENOĞLU'NUN YAZISI

Öğretmen adayı KPSS'ye girmemeli

Yazının başlığını okuyan diğer fakülte mezunları kızacak belki ama, gerçekten eğitim fakülteleri mezunu öğretmen adaylarının bir de KPSS'ye girmesine ben yıllardır bir anlam veremiyorum. Bir kere eğitim fakültelerini ÖSS'de kazanmak kolay değil. Çok yüksek puan almak gerekiyor. Ama çok yüksek puanla eğitim fakültelerine girebilen öğretmen adaylarından bir kısmı, her nedense aynı başarıyı KPSS'de gösteremiyorlar. Belki de sınava tepki duydukları için böyle oluyor.

İkincisi, eğitim fakülteleri sadece öğretmen adayı yetiştiriyor. Mesela bir hukuk fakültesi, iktisat fakültesi, işletme fakültesi mezunu gibi değiller. Başka işler yapmaları biraz zor. Hatta imkansız gibi bir şey. Buna rağmen, eğitim fakülteleri mezunu öğretmen adayları yıllardır KPSS'lere giriyorlar.

Bu duruma en başta Milli Eğitim Bakanlığı'nın itiraz etmesi gerekir. Ama Bakanlık maalesef bu konuda hiç sesini çıkarmıyor. MEB itiraz edeceği yerde KPSS'ye girmiş, başarılı veya başarısız olmuş öğretmen adaylarına usta öğreticilik, sözleşmeli öğretmenlik gibi roller biçiyor.

Bu durum elbette öğretmen adaylarını tatmin etmiyor. Tatmin etmediği gibi, böyle ikinci sınıf, üçüncü sınıf öğretmen pozisyonunda da görülmek istemiyorlar. Mesela bana mail gönderen ve isminin açıklanmasını istemeyen öğretmenimiz gibi. Öğretmenin maili şöyle:

"Ben anasınıfı öğretmeniyim, okulu bitireli 3 yıl oldu. Fakat KPSS'de yeterli puanı alamadığım için usta öğretici olarak çalışmaktayım. Görevimle ilgili büyük sıkıntı yaşamaktayım. Velilerimi öğretmen olduğuma bile inandıramıyorum. 'Siz niye usta öğreticisiniz de öğretmen değilsiniz' diyorlar."

Evet durum böyle. Kimbilir daha ne sıkıntılar vardır. MEB bu konuyla ciddi olarak ilgilenmeli.


--------------------------------------------------------------------------------

MEMURLAR.NETİN DEĞERLENDİRMELERİ

1- Öncelikle şu hususu belirtmek gerekmektedir. Ki, iktisadın temel kuralıdır. İhtiyaçlar sınırsız kaynaklar sınırlı ise bir seçme yapılması gerekmektedir.

Atama yapılacak öğretmen kadrosu sayısı, öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyenlerden fazladır. Bu halde bir seçme yapılması gerekmektedir. Aksi halde başka bir seçme yönteminin bulunması gerekecektir. Sadece okuldan mezuniyet puanı veya sadece KPSS puanı veyahut da okuldan mezuiyet puanı ile KPSS puanının ortalaması bu yöntemlerden bir kaçıdır. Yıllardır uygulanan yöntem ise KPSS benzeri sınavlardır.

2- "KPSS'ye girilmesin" diyenlerin o zaman kendi seçme yöntemlerini, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları gerekmektedir. Değilse, tak başına "istemezük" talepleri hiçbir anlam ifade etmemektedir.

3- Bize göre, Öğretmen adaylarının girdiği KPSS, adayların üniversite aldığı eğitimleri tekrar sınava tabi tutan bir sınav türü olmamalıdır. Zira adaya gerekli eğitimi üniversite vermiş ve mezun etmiştir. Ve tartışılması gereken de sınavın içeriği olmalıdır. Bize göre en uygun yöntem sadece ve sadece yarışma sınavı değildir. Bu noktada üniversite mezuniyet notunun belli bir oranda KPSS notu ile birlikte değerlendirmeye alınması ve bu iki notun bileşimi sonucu elde edilen not üzerinden değerlendirme yapılması çok daha uygun olacaktır. Zira bu yöntem ile birlikte, öğretmen adayları üniversitedeki derslere de gereken ilgiyi gösterecektir.

Özetle; "sınav yapılmasın" değil sınavın içeriği üzerine kafa yormak ve "istemezük" şeklinde genel kilişelerle görüş açıklamak yerine "alternatifi gerekçeli olarak açıklanmış projeler gündeme getirmek" çok daha uygun olacaktır.


Arkadaşlar Lüften yorumlarınızı paylaşınız..

12 Ağustos 2008 Salı

Servet Avcısı Dizisi Atv



Başrollerinde Özlem Yılmaz,Berksan, Haldun Boysan,Billur Kalkavan'ın oynadıkları, eğlenceli öyküsü ve güçlü oyuncu kadrosuyla öne çıkan dizinin çekimleri bu hafta içinde Kuşadası'nda başlıyor.Haziranın son haftasıda yayına girmeye hazırlanan bu eğlenceli romantik komediyi sakın kaçırmayın.


Dedektif Biraderler Dizisi Fox TV



Polis memuru Savaş'ın hayatı, yıllar sonra 10 yaşında bir kardeşi olduğunu öğrenince tamamen değişir. IQ seviyesi 200 olan bu keskin zekalı ufaklık, polisiye olaylara bambaşka bir açıdan bakarak abisine polisiye maceralarında ortak olmaya çok kararlıdır.
Oyuncular: Emir Benderlioğlu, Theo Kaya, Neslihan Oyal, Serdar Yeğin

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Ece Dizisi Kanal1


Erkeklerin dünyasında zoraki kadın
Prodüksiyonunu Med Yapım’ın, yönetmenliğini Birkan Uz’un, başrollerini Hande Ataizi ve Devrim Nas’ın oynadığı “ECE”, çarpıcı hikâyesi ve mizah yüklü anlatımıyla, kadın-erkek savaşlarına farklı bir pencereden bakıyor!
Erkeklerin dünyasını birden bire tersine çeviren bir kadının akıllara durgunluk veren macerasıyla, Kanal 1 izleyicilerine müptelası olacakları yepyeni bir şölen vaat ediyor! Dizinin konusu; Çapkın, ayran gönüllü ve maço bir adam olan Ege’nin (Mehmet Ali Erbil); birlikte olduktan sonra Ege’nin onu bir daha aramayışına öfkelenen bir kadının, Hilal’in, hışmına uğramasıyla alt üst olan trajik- komik hikâyesini anlatıyor… Hilal, kendi intikamını alırken, aslında, Ege’nin (Mehmet Ali Erbil) o güne dek kalbini kırdığı bütün kadınların da intikamını aldığını bilmeden, bir büyücü kadından, Ege’yi (Mehmet Ali Erbil) kadına dönüştürmesini ister.
Bir sabah uyandığında kadın olduğunu fark eden Ege (Mehmet Ali Erbil), artık “ECE” olmuştur! Yaşadığı şokun ardından, gerçeklerle yüzleşir ve hayatını kaldığı yerden, ama bir kadın olarak sürdürmesi gerektiğini fark eder…
Ne var ki, bu hiç de kolay olmayacaktır… “Ege” (Mehmet Ali Erbil) iken dost bildiği iş arkadaşlarının, “ECE” (Hande Ataizi) olunca gerçek yüzlerini görmeye başlar… Hemen herkes ona karşı cephe almışken, yalnızca bir tek kişiden, daha önce hiç anlaşamadığı Ömer’den gördüğü destek sayesinde ayakta kalma mücadelesine girişir… Bu süreçte ,“ECE” görüntüsündeki “Ege”, bir şeyi daha fark eder; sadece görüntüsü değil, duyguları da değişmiş, Ömer’den hoşlanmaya başlamıştır… Bütün bu olup bitenler arasında, en büyük desteği gördüğü radyocu arkadaşı Sema’nın, o güne dek hiç dile getirememiş olsa da, “Ege” ye karşı büyük bir aşk besliyor olması, bütün işlerin arapsaçına dönmesine sebep olacaktır…
Hafta içi her akşam yayınlanacak olan yerli dizi “ECE” 04 Ağustos Pazartesi günü Türkiye’nin en neşeli kanalı Kanal 1 ekranlarında başlıyor!

Düğün Şarkıcısı Dizisi KanalD


Düğün Şarkıcısı Dizisi Hakkında
İstanbul’da, aynı mahallede, aynı meydanda iki rakip düğün salonu... Bir tarafta, orada evlenenlerin ayrılmadığına inanılan, eski düğünlerin nostaljik tatlarını yaşatan, yıllanmış “Uğurlu Düğün Salonu”, diğer tarafta, onu yıpratmayı amaç edinmiş, duygusuz ve göstermelik düğünlerin mekanı “Kudret Düğün Sarayı. Biri, Avni Bey’in muhafazakar tutumuyla çağın gerisinde kalmış, rağbet görmeyen bir salon, diğeri tüccar zihniyetli Kudret’in işlettiği, çağa ayak uydurmuş, modern, dolup taşan bir mekan.
Kudret, gençliğinde Uğurlu Düğün Salonu’nda çalışırken, Avni Bey’in kızı Şükran’la büyük bir aşk yaşamıştır. Ancak uğradığı haksızlık sonucu işten atıldığında, Şükran’ın da babasının yanında yer almasıyla yaralanmış ve içindeki büyük hırsla tam karşılarına rakip bir düğün salonu açmıştır. Yıllar sonra Avni Bey’in hastalanmasıyla Şükran’ın salonun başına geçmesi, iki eski aşığı yeniden karşı karşıya getirir. Başkaları için yepyeni bir yaşama açılan düğün salonları, onlar için geçmişten kalan bir hesaplaşma alanıdır. Bitmeyen hınçların, hırsların ve ihtirasların mekanı…
Ancak Şanlıurfa’dan kalkıp gelen türkücü Bayram’ın tesadüfler sonucu Uğurlu Düğün Salonu’na şarkıcı olması, her şeyi değiştirir. Yetimhanede büyüyen Bayram’ın asıl amacı, şöhret olmak ve böylece yıllardır aradığı anne babasının ortaya çıkmasını sağlamaktır. Bayram üstün yeteneğiyle salonu kalkındırırken, Kudret’e de sürekli zarar vermeye başlar. Ancak Şükran’ın kızı Çiçek’e duyduğu aşk, işleri iyice çıkmaza sokar. Çünkü onlar farklı kültürlerin, ayrı dünyaların insanlarıdır.
“Düğün Şarkıcısı”, kültürlerin ve kuşakların çatıştığı azılı bir rekabet ortamında filizlenen imkansız bir aşkın öyküsüdür. Bol müzikli, “arabesk soslu” bir romantik komedi...

Ateş ve Barut Fox Dizi


Ateş ve Barut Dizisi Hakkında
Nefes nefese bir polisiye; aşk, entrika ve komediyle örülü hayatlar; duygu yüklü aile ilişikleri...
Küçük bir kız fuhuş çetesinin elinden kaçar ve emniyete sığınır. Ekip, Nehir’i hayat kadını gibi çetenin içine sokar. Ama olaylar beklenmeyen bir şekilde gelişir.
Polis Cengiz’in oğlu Ali Cengiz yanlışlıkla kaçırılır. Ama Ali Cengiz bu durumdan da para koparacak bir yol bulur. Yine bir fidye organizasyonu yapar.
Bir genç annesini dövdüğü için öfke anında babasını öldürür. Ama anne oğlunu polise teslim etmemekte kararlıdır.
Bir emniyet birimindeki polislerin karşılaştığı suçlar, yaşadıkları olaylar; aşk, entrika ve komediyle örülü özel hayatları... Ekranların yeni polisiye dizisi Ateş ve Barut bütün heyecanıyla sizlerle...
Oyuncular: Gökhan Mumcu, Nail Kırmızıgül, Yıldırım Memişoğlu, Esra Özüver, Melek Şahin, Aslı Orcan, Şahin Çelik, Fıratcan Aydın, Levent Sülün

İsmail YK Bas Gaza Sözleri Video Klip


İsmail Yk Bas Gaza Sözleri


Sıfır kilometre yeni bir araba alırım
Mahallede kızlara ben havamı atarım
Sağ çek sol çek bir caka atarım
Gözlügümü takar birden gaza basarım
Hmm… yeter anam ben anasını satarım
Aman her yeri toz dumana katarım
Yollar tıklım olsa ne yazar
Söyle yavrum beni kim tutar

Vay anam ben
Vay anam gözlerin toz pembe
Direksiyonu çeviriyorum bir sağ bir sol

Hey anam tekerim fır dönüyor
Hey anam bak kızlar bakıyor
Çekilin yoldan bir bela geliyor

Bas gaza, bas gaza…

Bas gaza aşkım bas gaza
Kim tutar seni bas gaza
Yollar senin hiç durma
Hadi uçur beni burda..

Bir fıstık görsem frene basarım
Çaktırmadan güzelmi bakarım
Üff güzelmişsin be cicim
Hadi gel beraber iki tur atalım
Gel beraber yollara dalalım
Kıvrak deli dolu bi cd takalım
Boxlar kaliteli basslar bomm

Vay anam ben
Vay anam gözlerin toz pembe
Direksiyonu eksozun sesi kulakları deliyor

Bas gaza aşkım bas gaza
Kim tutar seni bas gaza
Yollar senin hiç durma
Hadi uçur beni burda..

Banane banane şimdi durcam
Banane banane şimdi öpcem
Nerelere geldik diye sorma
Sende istiyorsun açık konuş susma

Banane banane şimdi durcam
Banane banane şimdi öpcem
Benimle oynama hadi gel kaçma
Hadi açık konuş susma

Vay anam bak geldik yola
Vay anam aşık oldum ben sana
Hadi beni birazda getir gaza

Bas gaza, bas gaza

Bas gaza aşkım bas gaza
Kim tutar seni bas gaza
Yollar senin hiç durma
Hadi uçur beni burda.

Vay anam arkamda polis var
Umarım kızın yanında havamı bozmaz
İnşallah şimdi beni durdurmaz

Polis:
-24 çift sfır sağa çek çabuk

Bana mı çatar bu trafik cezası?
Benim hatam değil kimin hatası?
Sözün gelişi çok güzel dinlemeyi sever bak
Hey anam hey babam hep hayallere bak

N’olursun polis abi
Beni bi kerecik affet
Bir şans versen, yaylan desen

Polis & İsmail konuşması

-Ehliyet ruhsat lütfen
-Buyur abi

-Evraklar tamam.
-Alkolde yok, tutmayım seni.

Bas gaza aşkım bas gaza
Kim tutar seni bas gaza…
Yollar senin hiç durma
Hadi uçur beni burda.

Demet Akalın Bebek Sözleri Video Klip İzle


Bebek Şarkısının Sözleri

Eğer bana ayıracak vaktin varsa
Kendini savunacak gücün varsa
Sende az da olsa gurur varsa
Evde bekliyorum

Olmuyor böyle boş konuşmakla
Bir kaç gün görüşüp sonra kaçmakla
Doğruyu söyleyecek yüzün yoksa
Gelme istemiyorum

Ne üzülür ne sıkılır
Sadece birazcık düşünür
Hemen yeni bir aşık bulunur
Yerin çok çabuk doldurulur

Sevgilimi koluma takarım
Bebekte üç beş tur atarım
Olmadı bi de sinema yaparım
Gördüğün gibi çok unutkanım

Video Klibi İçin Tıklayınız...

9 Ağustos 2008 Cumartesi

Fal Burç Astroloji Tarot Yorumları

Çoğumuz gazeteyi elimize aldığımızda günlük burç yorumlarına bakmışızdır. Yada birisiyle tanıştığımızda ilk sorduğumuz sorulardan biridir; "burcunuz nedir?" diye. Akrep, yay, kova, balık, yengeç, ikizler, terazi ... gibi birbirinden değişik oniki burç var. Milyarlarca insanı sırf falanca tarihler arasında doğdu diye "Sen falanca burçsun filanca ile geçinemezsin." gibi yargılara verilmasını çok saçma buluyorum. Birde işi abartıp yükselen burcunu hesaplamaya çalışanlar hiçte azımsanacak sayıda değil.

Şimdi siz bana soracaksınız; "sen bunları yapmıyormusun?" diye. Aklıma gelirse haftada yada ongünde bir gazetelerden günlük burç yorumlarına bakıyorum. Yada muhabbet olsun diye burcunuz nedir diye sorduğumda oluyor. Benim karşı çıktığım asıl konu Yıldızların Ayın ve Gezegenlerin konumlarına bakarak gelecek hakkında yorum yapılması, tahminde bulunulması. Bu konuların birçok kişi tarafından merak konusu olmasının sebebi Kehanet, Tarot gibi kavramların Geleceği merak eden insanlarca benimsenmiş olması ve bu kavramlara sanki bilimsel bir çalışma yapılıyormuş gibi gösterilerek insanların kafasının karıştırılmasıdır.

İlginç olan bir nokta daha var; Astroloji. Uzay bilimi olan Astronomi kavramla karıştırılan Astroloji. Burçlarla haşır-neşir olan birine Uzay bilimi nedir diye sorulduğunda Astroloji ile karıştırması muhtemeldir.

Neyse diyeceğim şu aslında. Geleceği ancak yaşayarak bilebiliriz. Sadece tahminlerde bulunabiliriz. Kimileri TV kanallarına çıkıp Telefon SMS internet falan yollarla milletin hayatının geleceği konusunda yorum yapmasınlar.

8 Ağustos 2008 Cuma

Özcan Deniz Zorun Ne Benle Aşk Sözleri Video Klip


Zorun Ne Benle Aşk Şarkı Sözü

Kac kere denedim bu yolda şansımı,
Ne yaptımsa çarkım dönmüyor,
Üstüme çevirmiş silahlarını,
Nefes almama fırsat vermiyor,

Ben aşkı arayan bir garibim,
Dikenli yollarda gezindiriyor ,
Kazara yanılip da düşersem eğer,
En çürük dalını tutuşturuyor,

Aslında nereye nereye diye sormuyorum da ,
Takılıp gidiyorum aşkı bulduğum anda,
Biliyorum yanacak yanacak yine çok canım yanacak,
Hem de en acılısından bir parçamı alacak,

Aşk zorun ne benle aşk zorun ne benle,
Aşk aşk zorun ne benle aşk zorun ne benle,

Her gelene bir parçamı hediyemi ediyorsun,
Beni dirhem dirhem her gün yok edip gidiyorsun,

Aşk aşk aşk zorun ne benle.
Aşk zorun ne benle.
Aşk söyle zorun ne benle.
Aşk derdin ne benle

2008 Pekin Olimpiyatları Yaz Oyunları



08-24 Ağustos 2008 Tarihleri arasında oynanacak olan Yaz Olimpiyatları Çin'in Pekin Şehrinde oynanmaya başlandı. Çin'in 25 milyon Dolar ayırdığı olimpiyatlar Türkiye saati ile 15:00'da muhteşem bir havayi fişek gösterisi ve TARİHİN AYAK İZLERİ gösterisiyle başladı. Türkiyenin de 12 branşta 68 olimpiyat oyuncusunu gönderdiği olimpiyatlara 204 ülkeden 10500 sporcu katıldı. Oyuncularımızın Altın madalyalarla dönmelerini diliyoruz..

Türkiye'nin 2008 Pekin Olimpiyatlarında katılacağı dallardaki sporcu sayıları şöyle: "Atıcılık 1, Atletizm 16, Bisiklet 1, Boks 5, Güreş 13, Halter 6, Judo 5, Masa Tenisi 2, Okçuluk 2, Tekvando 4, Yelken 6, Yüzme 11."Olimpiyatlara katılacak olan sporculara başarılar temennisinde bulunan Atalay, "Zeki, çevik, ahlaklı bir genç olarak bayrağımızı kürsüde tüm dünyaya göstereceklerine inanıyoruz. Bütün sporcularımızdan madalya bekliyoruz. Doktorlarımız, fizyoterapistlerimiz kafilede sporcularımızın yanında olacaklardır. Olimpiyat rotamızı çizmiştik. Sydney Olimpiyatlarında 40. sırada yer almıştık. Atina'da 20'li sıralara yükseldik ve Pekin'de ilk 10 arasında yer almak istiyoruz. Geleceğimiz aydınlık yeter ki çalışalım"diye konuştu. Türkiye'nin ilk olimpiyat marşını 'Bize madalya yakışır'ı ünlü sanatçı Yıldız Tilbe seslendirdi. Tilbenin klipinde olimpiyatlara katılacak olan sporcuların görüntüleri de yer aldı. Toplantının ardından olimpiyatlara katılacak olan sporcular da 2008 Pekin Olimpiyatları ile ilgili düşüncelerini dile getirdiler. Tekvando dalında olimpiyatlara katılacak olan Bahri Tanrıkulu, "Tekvando da 80 kiloda ülkemi temsil edeceğim. 2004 Atina Olimpiyatları'nda olimpiyat ikincisi oldum. Pekin Olimpiyatları'na tam kadro olarak gidiyoruz. Kız kardeşim de bu olimpiyatlarda yer alacak. Kendi kardeşimle ve diğer arkadaşlarla birlikte ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Tekvando da altın madalyaları ülkemize getirmek istiyoruz. Elimizden gelenin en iyisi yapacağız. Tekvando branşında olimpiyat şampiyonu çıkaracağız" dedi. Azime Tanrıkulu ise, "Benim de hayalim olimpiyatlara gidip derece almaktır. Olimpiyatlarda 57 kiloda yarışacağım. En güzeli de abimle birlikte olimpiyatlara gitmek olacak" dedi. Daha önce halterde olimpiyat şampiyonu olan Taner Sağır da olimpiyatlara tekvandocu olan nişanlısı Sibel Güler ile birlikte katılıyor. Sağır, Türkiye'ye altın madalya ile dönmek istediklerini söyledi.

Özcan Deniz Nasip Değilmiş Şarkı Sözü Video Klip


Nasip Değilmiş

Yangın her aşkın yolu
Sevdim... gördüm...
Gözlerin karanlık kuyu
Düştüm... öldüm...

Ahh gönlün şimdi başka yare mesken
Ahh el çekmiyor kara sevda benden
Sen hangi elde sevda olup açtın
Ben karlı dağlar misali yanlızım

Yok bir sitemim hayatta herşey kısmet
Soldu gençliğim ömrümü aşkla ziyan ettim
Ağla gönlüm nasip değilmiş vuslat
Rahat uyu yar sana Hakkımı Helal ettim

6 Ağustos 2008 Çarşamba

Emre Aydın Dayan Yalnızlığım Şarkı Sözü Dinle


Dayan Yalnızlığım

Karla karışık yağar hüzün
Üstüm başım hep uzun kollu
Benden iyi bilirsin
Anlatmama lüzum var mı ?

Gözlerim senden sonra
Hep parçalı bulutlu
Sen de baksan görürsün
Bakmaya yüzün var mı ?

Mutlu muyduk ki ? Sade nefes aldık
Bıktım artık uzatma, yaslan bana ağla

Kal yanımda böyle sonbahar gelince
Soysuzlar içinde kalma yalnızlığım
Bak yenildik işte
Zamanı gelince kalkarız belki de
Dayan yalnızlığım

Uzun yola gitmeden
İki koltuk ayırttım
Seninkisi cam kenarı
Sormana lüzum var mı ?

Farkı yok ki geçmişten
İlk kez görmüş değilsin
Hiç kuraya girmeden
Hep kısa çöpü çekmişsin

Mutlu muyduk ki ? Sade nefes aldık
Bıktım artık uzatma, yaslan bana ağla

Kal yanımda böyle sonbahar gelince
Soysuzlar içinde kalma yalnızlığım
Bak yenildik işte
Zamanı gelince kalkarız belki de
Dayan yalnızlığım

Serdar Ortaç Şeytan Şarkı Sözleri Video Klip

ŞEYTAN ŞARKI SÖZLERİ
Nasip olsun en güzel aşktan bize
Adımız birer hastaya çıktımı yüze bakan yok .
Sanıyorlar diz çöker aşk önümüze
Bu zamanlar fazla gezenlere vize veren yok.
Hayat beni neden yoruyorsun,
Madem çok günah,oyunu sen bozuyorsun.
Sebebi çook....


Şeytan diyor ki yanaş şuna,
Adını anma sataş şuna,
Deli kader seni karşıma,
Çıkaracak mı bilen yok
Can üzülür buna taş değil,
Çekilecek gibi aşk değil,
Bu gönül her şeye aç değil,
Doyuracak mı bilen yok .

Deniz ve Mehtap Kanal 1 Yeni Dizi


Deniz Ve Mehtap
11 Ağustos 2008, Pazartesi 19:30'da
Bu yaz gençlik ateşi güneşin parladiği kiyilarda, Bodrum‘da alevlenecek...
“Deniz ve Mehtap” Kanal 1 ekranlarindan izleyicilerine merhaba diyecek…
Prodüksiyonunu C yapım ve Tülin Çetinkol Soyarslan’ın üstlendiği, yönetmenliğini Emre Arda’nın yaptığı, senaryosunu Ayşe Teker’in kaleme aldığı dizinin başrollerini Azizcan Yalçınyiğit ve Ece Özdikici paylaşıyor. Ayrıca dizinin kadrosunda Yunus Günce, Gazanfer Ündüz, Hande Hazal Koska, Ümit Bülent Dinçer, Duygu Zade, Levent Akkök, Tamay Kılıç, Utku Güneş, Nalan Örgüt, İcmal Aktuna ve Yasemen Heper rol alıyorlar.
Muhteşem kumsalları ve yaz aşklarıyla dünyanın en güzel, en romantik yerlerinden Bodrum’dan yüzünüzü gülümsetecek tatlı bir aşk hikâyesi...
Bu aşk öyle bildiğiniz aşklardan değil. Tanıştıkları andan itibaren sürekli dalaşmalarına rağmen birbirlerinden uzak kalamayan iki âşık… Deniz ve Mehtap… Bodrum sahillerinden kimi zaman gülecek, kimi zaman hüzünlendirecek yepyeni bir gençlik fırtınası...
Dizinin konusu;
Deniz, Bodrum’da annesi ile birlikte yaşayan, bir tatil köyünde barmenlik yaparak kıt kanaat geçinen genç ve yakışıklı bir delikanlıdır. Mehtap ise Deniz’in çalıştığı tatil köyünün sahibi Veli beyin gözünden bile esirgediği biricik güzel kızıdır. Deniz anne sevgisi ile büyürken, Mehtap annesini küçük yaşta kaybetmiştir.
Deniz’in en büyük sorunu fakir olmalarıdır. Tek isteği hayalindeki barı açarak fakirliklerine son vermek ve annesini bolluk içinde yaşatmaktır. Deniz’in aksine Mehtap’ın sorunu ise ailesinin serveti yani zenginlikleridir. Babası, İclal ile evleneceği için çok mutsuzdur. En büyük korkusu, servet avcısı olarak gördüğü üvey annesi İclal gibi birinin tuzağına düşmektir.
Deniz, Mehtap’ın kim olduğunu bilmemektedir ve Mehtap da asıl kimliğini Deniz’den saklar.
Birbirine zıt olan Deniz ve Mehtap, pek de romantik olmayan bir şekilde tanışırlar. İtiraf edemeseler de ilk görüşte birbirlerine âşık olmuşlardır. Neredeyse birbirlerini boğacak gibi davranan âşıkların serüveni Kanal 1 ekranlarında başlıyor…

21 Üniversitenin Rektör Atama Seçimleri

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 21 üniversitenin rektör adaylarını belirmek üzere yapılan gizli oylamanın sonuçlarını kamuoyuna duyurdu.

YÖK'ten yapılan açıklamada, rektör seçimlerine ilişkin gizli oylama sonuçlarının kamuoyuna açıklanmamasının bugüne kadar Yükseköğretim Kurulu'nun yerleşik teamülleri arasında yer aldığı vurgulandı. Bu teamüle uygun olarak, 21 Temmuz Pazartesi günü yapılan 21 üniversitenin rektör adayları ile ilgili oylama sonuçlarının da kamuoyuna açıklanmayacağının daha önce duyurulduğu hatırlatılan açıklamada, "Ancak bu toplantı sonrasında yazılı ve görsel medyada, doğru bilgiye dayanmayan birçok haber ve yorum yer almış, bu haber ve yorumların rektörlük seçim sürecine zarar veren ve kamuoyunu yanıltan bir hal aldığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle Yükseköğretim Kurulu toplantısında yapılan gizli oylama sonuçlarının kamuoyuna açıklanmasında yarar görülmüştür" denildi.

YÖK'ün gizli oylamasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderilen listeye giren ilk üç aday ve kuruldan aldıkları oy oranları sırasıyla şöyle:

Akdeniz Üniversitesi: Prof. Dr. Mustafa Akaydın (11), Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe (17), Prof. Dr. Mehmet Baykara (16)

Ankara Üniversitesi: Prof. Dr. Cemal Taluğ (16), Prof. Dr. Emin Tümer Çorapçıoğlu (12), Prof. Dr. Erkan İbiş (11)

Atatürk Üniversitesi: Prof. Dr. Hikmet Koçak (18), Prof. Dr. Muammer Yaylalı (16), Prof. Dr. Enver Altaş (15)

Boğaziçi Üniversitesi: Prof. Dr. Kadri Özçaldıran (12), Prof. Dr. Ayse Soysal (17), Prof. Dr. Aslıhan Tolun (17)

Cumhuriyet Üniversitesi: Prof. Dr. Faruk Kocacık (11), Prof. Dr. İlyas Dökmetaş (11), Prof. Dr. Mehmet Bakır (11)

Çukurova Üniversitesi: Prof. Dr. Alper Akınoğlu (14), Prof. Dr. Mustafa Kibar (17), Prof. Dr. Mustafa Yalçın Kekeç (12)

Dicle Üniversitesi: Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç (12), Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem (12), Prof. Dr. Talip Gül (14)

Dokuz Eylül Üniversitesi: Prof. Dr. Sedef Gidener (19), Prof. Dr. Mehmet Füzün (18), Prof. Dr. Mehmet Siraç Dilber (13)

Ege Üniversitesi: Prof. Dr. Candeğer Yılmaz (19), Prof. Dr. H. Ata Erdener (17), Prof. Dr. İsa Durmaz (16)

Erciyes Üniversitesi: Prof .Dr. Hasan Keleştemur (14), Prof. Dr. İsmail Kayar (17), Prof. Dr. Mehmet Adnan Öztürk (14)

Fırat Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl (14), Prof. Dr. Nazir Dumanlı (14), Prof. Dr. Saadettin Tonbul (16)

Gazi Üniversitesi: Prof. Dr. Rıza ayhan (17), Prof. Dr. Hasan Biri 810), Prof. Dr. Eyüp Bedir (13)

Gaziantep Üniversitesi: Prof. dr. Yavuz Coşkun (11), Prof. Dr. Erhan Ekinci (13), Prof. Dr. Özcan Balat (18)

İnönü Üniversitesi: Prof. Dr. Cemil Çelik (11), Prof. Dr. Sezai Yılmaz 811), Prof. Dr. İbrahim Keleş (15)

İstanbul Teknik Üniversitesi: Prof. Dr. Muhammed Şahin (17), Prof. Dr. Hasancan Okutan (11), Prof. Dr. Hüseyin Faruk Karadoğan (16)

Karadeniz Teknik Üniversitesi: Prof. Dr. İbrahim Özen (20), Prof. Dr. Ali Aydın Dumanoğlu (19), Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu (17)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi: Prof. Dr. Hasan Murat Aydın (11), Prof. Dr. Hüseyin Akan (17), Prof. Dr. Ömer Hakan Muğlalı (9)

Ortadoğu Teknik Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Acar (18), Prof. Dr. Türker Gürkan (19), Prof. Dr. Mustafa Tokyay (16)

Trakya Üniversitesi: Prof. Dr. Enver Duran (17), Prof. Dr. Muhsin Koten (15), Prof. Dr. Armağan Altun (14)

Uludağ Üniversitesi: Prof. Dr. Medet Mete Cengiz (13), Prof. Dr. Mahmut Yavuz (12), Prof. Dr. Ali Sürmen (12)

Yıldız Teknik Üniversitesi: Prof. Dr. İsmail Yüksek (12), Prof. Dr. Emin Durul (11), Prof. Dr. Atilla Muat Demircioğlu (13)

Kaynak: Cihan Haber Ajansı

5 Ağustos 2008 Salı

Doludizgin Yıllar Osman Sınav




Sinegraf Film Yapım Şirketi’nin sahibi; yapımcı ve yönetmen Osman Sınav bu kez doludizgin bir gençlik hikayesi ile ATV seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor.
Yönetmenliğini Osman Sınav’ın üstlendiği “Doludizgin Yıllar”da Yusuf Ömer Sınav, Selen Seyven, Yılmaz Calayır, Deniz Özpınar, Yağız Bankoğlu, Ceyda Ateş gibi genç ve yetenekli isimler; Hüseyin Soysalan, Erdal Cindoruk, Mehmet Polat gibi usta oyuncularla bir araya geliyor.
“Doludizgin Yıllar”da; ailesi tarafından bir proje çocuğu olarak yetiştirilen 19 yaşındaki Barış’ın İstanbul’da başlayan fırtınalı hikayesi; şehrin kaos ortamından sıyrılarak Ömerli’deki sıradışı bir çiftliğe kadar uzanıyor… Farklı bir çevreden gelen Barış bir yandan yepyeni bir hayatla karşılaşırken çiftliğin diğer gençleri Gülşen, Bekir, Feraye ve Aliço’nun hayatları da Barış’ın gelişiyle birlikte yavaş yavaş değişiyor…
Seyircilerine Türkiye ekranlarında daha önce hiç anlatılmamış, sürprizlerle dolu yepyeni bir dünya vaad eden “Doluduzgin Yıllar”ın hikayesi Osman Sınav ve Aybars Bora Kahyaoğlu tarafından projelendirildi… Senaristliğini yine son yılların en önemli gençlik projeleri olan “Sınav” filminin yaratıcısı ve “Kavak Yelleri”nin yazarı Yiğit Güralp’in yaptığı “Doludizgin Yıllar”ın yazım süreci yaklaşık üç ay sürdü.
“Doludizgin Yıllar”ın ön hazırlıklarında oyuncular dizinin çekiminin yapılacağı Ömerli’deki at çiftliğinde iki ay boyunca biniciliğin yanı sıra at bakımı ve çiftlik hayatı konusunda da eğitim aldılar.“Doludizgin Yıllar”ın yapım ekibinde ise; görüntü yönetmeni Yusuf Akkuş, genel sanat yönetmeni Sırma Bradley, kurgu yönetmeni Murat Önal ve yapım sorumlusu Hasan Çağatay Güneş yer alıyor.
Çekimlerinin önemli bir kısmı Ömerli’de bir at çiftliğinde gerçekleştirilecek olan “Doludizgin Yıllar”, gerçek hayatın içinden eğlenceli, romantik ve macera dolu hikayesiyle, gençlik ve hayat adına söylenmemiş bütün sözleri söyleyerek ekranlara damgasını vurmaya geliyor…


http://www.doludizginyillar.com/ alıntıdır

4 Ağustos 2008 Pazartesi

OSYM Hatalı KPSS Sonuçlarını Düzeltmiş





Milli Eğitim Bakanlığı dün 2008-2 öğretmenlik atamalarındaki sıraları yayımladı. Ancak, sıralar açıklanırken yayımlanan bilgi notunda önemli bir detay bulunmaktadır. O detay şu şekildedir:

"2. Geçerlilik süresi devam eden (2007-2008) yıllarda birden fazla KPSS’ ye girmiş adayların, KPSSP10 türünden aldıkları puanların en yüksek olanı sıralamada yer almaktadır. Ancak önceki başvuru döneminde 4. maddedeki husustan dolayı puanında düzeltme yapılan adaylar, yeni sıralamada düşük puanlarıyla bulunmaktadır. Bu durum düzeltme yapılan (85.495 puanın, 76.673 olarak düzeltilmesi gibi) iki puan aralığındaki adayları sıralamada yukarı yükseltecektir. Ayrıca ÖSYM’ ye KPSS sonuçlarında almış oldukları puanın hatalı olduğu şikâyetiyle başvuruda bulunup, yine ÖSYM tarafında yapılan inceleme sonucu puanları düzeltilen adayların, Bakanlığımıza ulaştırılan yeni “Sınav Sonuç Belgesi” doğrultusunda Bakanlığımız kayıtlarında da puanlarında düzeltme işlemi yapılmaktadır. Bu durum ise düzeltme yapılan (65.503 puanın, 88.994 olarak düzeltilmesi gibi) iki puan aralığındaki adayları sıralamada aşağı düşürecektir."

Milli Eğitim Bakanlığının açıklamasında yer alan bu detay, ÖSYM'nin bazı itirazlara olumlu yanıt verdiğini ve puanları düzelttiğini göstermektedir.

Benzer durumda olan adayların http://www.memurlar.net/haber/116401/ adresinde yer alan bilgiler doğrultusunda ÖSYM'ye başvurmasında yarar bulunmaktadır.

İnfaz Koruma Memurluğu (GARDİYAN) Mülakatı

Evet en sonunda bunada başvurdum. Biraz düşündün de benim başvurduğum ne kadar çok yer oldu. Saymakla bitiremez oldum. Ben mi çok beceriksizim yada bu sistemde birşey mi var? Anlamış değilim hala.

Neyse.... Hayırlısı olsun diyelim ve konumuza dönelim. İnfaz Koruma Memurluğu yani eski adıyla gardiyanlık. Türkiye genelinde 600 kişi alacak. Değişik illerde ihtiyaç doğrultusunda gardiyan alımı yapılacak. Bunun için askerlik, 170 cm boy ve kpss'den iyi bir puan şartı arıyor.

Ben Karabük ili için başvurumu geçen cuma günü yaptım. Başvurmadıysanız ve başvuru yapmak istiyorsanız 20 Ağustosa kadar süresi var. Karabük için 10 kişilik kontenjan ayrılmış. Mülakata da 100 kişi alacaklar KPSS puan sıralamasıyla. Geçenlerde Karabük'te Mübaşirlik Mülakatı için başvuru alındı. Tam 510 kişi başvuru yaptı. Ben 109. sıradaydım. Bayanları ve askerliğini yapmamış olanları çıkarırsak inşallah bu kez ilk 100'e girerim ve mülakatı kazanırım. Matematiksel olarak baktığımızda şansım %10 olsada Milli Eğitime Öğretmen olarak atanma şansından daha yüksek bir oran söz konusu. İzmit ve İstanbul'a başvuru için düşündüm ama oralarda benden yüksek puanlı yüzlerce kişi vardır. Bu arada İzmit 610 İstanbul 500 kişiyi mülakata çağıracak. Herkes için hayırlısı....


2011 Yılında Alıncak Kadrolu İnfaz Koruma Memuru Alınacak Cezaevleri

2011 Yılında Alınacak Sözleşmeli İnfaz ve Koruma Memuru Alınacak CEzaevleri

Başvuru Formu

2011 Sınav İlanı


Daha Fazla Bilgi İçin B U R A Y A Tıklayınız.....

2 Ağustos 2008 Cumartesi

2008 KPSS Branş Sıralaması


29 Temmuz 2008 tarihinde KPSS puanlarının açıklanmasının ardından şimdi herkesin aklında puan sıralamaları var. 5 Ağustos tarihinde başvuruların alınacağı belirtildiğine göre bugünlerde sıralamaların yayınlanması gerekir.

Bu seneye kadar puanlarda düşüş gözlenirken bu sene puanlarda yükseliş gözlendi. Bunun sebebi sorularun saçma oluşu ve çok fazla doğru yapanın olmayışıdır. Eğer bu seneki netleri geçen sene çıkarmış olsaydık en az 7-8 puanlık bir oynama yapardı. Bu gün resmi olmayan bir açıklama ile Taban Puanlar açıklandı. Başı 90 Puanla Kimya Öğretmenliği çekiyor. Puan olarak en alt sıralarda da İlahiyat Arapça Öğretmenliği ve Gazetecilik gibi bölümler.
Anlaşılan bu sene sıralamalarda pek değişiklik olmayacak. Geçen sene kıl payı atanamayan arkadaşların şansları bence biraz daha yüksek görünüyor. Yukarıda da belirttiğim gibi bu seneki netlerle geçen sene daha düşük puan alınırdı. Artık önümüzdeki birkaç günü beklemekten ve kaderimize boyun eymekten başka çaremiz yok...

Ağustos Dönemi Öğretmen Atamaları Taban Puanları


Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen adaylarının merakla beklediği atama taban puanlarını belirledi. En düşük 50, en yüksek 90 puanla atama yapılacak. Toplam 17 bin 500 öğretmen adayının ataması yapacak olan Bakanlık, 47 branşta atama gerçekleştirecek. 5 bin 996 atamayla sınıf öğretmenliği en çok atanacak branş oldu. Bunu bin 488 öğretmen atamasıyla İngilizce, bin 126 atamayla Bilişim Teknolojileri ve bin 84 atamayla Rehber öğretmenliği takip etti. Star Gazetesinden Hacer Baş'ın haberi...


MİLLİ Eğitim Bakanlığı, öğretmen adaylarının merakla beklediği atama taban puanlarını belirledi. En düşük 50, en yüksek 90 puanla atama yapılacak. Toplam 17 bin 500 öğretmen adayının ataması yapacak olan Bakanlık, 47 branşta atama gerçekleştirecek. Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmenliği, Teknoloji ve Tasarım, Müzik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği en düşük 50 taban puanla atama yapılacak olan branşlar arasında yer alırken, Kimya öğretmenliği 90 taban puanla en yüksek atama yapılacak branş oldu. 21 Ağustos’ta gerçekleştirilecek atamalarda, İspanyolca ve Japonca branşı için birer öğretmen adayı atanacak. 5 bin 996 atamayla sınıf öğretmenliği en çok atanacak branş oldu. Bunu in 488 öğretmen atamasıyla İngilizce, bin 126 atamayla Bilişim Teknolojileri ve bin 84 atamayla Rehber öğretmenliği takip etti.

Almanca 70

Beden Eğitimi 70

Bilişim Teknolojileri 60

Biyoloji 80

Coğrafya 70

Denizcilik 50

Din Kültürü 50

El Sanatları Teknolojisi 1 65

El Sanatları Teknolojisi 2 65

Elektrik Elektronik Teknolojisi 85

Felsefe 75

Fen ve Teknoloji 85

Fizik 85

Gazetecilik 55

Giyim Üretim Teknolojisi 80

Görme Engelliler Sınıfı öğretmenliği 50

Güzellik ve Saç Bakımı 55

İHL Arapça 50

İlköğretim Matematik 80

İngilizce 65

İşitme Engelliler Sınıf Öğretmenliği 60

İspanyolca 50

İtalyanca 50

Japonca 60

Kimya 90

Matematik 85

Müzik 50

Okul öncesi 70

Psikoloji 50

Radyo TV 75

Rehber Öğretmen 50

Resim İş 65

Rusça 55

Sanat tarihi 70

Sınıf öğretmenliği 75

Sosyal bilgiler 80

Tarih 80

Teknoloji ve tasarım 50

Tekstil teknolojisi 3 65

Türk Dili ve Edebiyatı Dil ve Anlatım 60

Türkçe 80

Yiyecek ve İçecek Hizmetleri 70

Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği 50

NOT: RESMİ AÇIKLAMA DEĞİLDİR

1 Ağustos 2008 Cuma

Gülsuna Korur İnternet Fenomeni

O bir üniversite öğrencisi. Tiyatro bölümünde okuyor. Yazdığı ve çektiği kısa textleri internette yayınlıyor. Öyle rol yapıyor ki herkes onu gerçekten istemediği halde evlendirilecek sanıyor.
Öğretmenlerinden tam not almak için yazdığı ve oynadığı bu kısa filmlerle izleyicilerden tam not almışa benzziyor. Çünkü kısa zamanda binlerce kez izlendi. Eeee boşuna İNTERNET FENOMENİ GÜLSUNA KORUR demiyorlar.
Aklımdayken söyleyeyim söylediği herşey senaryooo. Ne okuduğu okul, ne ismi, ne de yaşadığı kasaba... İzlerken kendinizi kaptırıp Gülsuna'yı aramaya kalkmayın.


Kendine İyi Bak Derler ve Giderler İlkay Duygusal Şiir

“Kendine iyi bak” bir veda değil elveda cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...

"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“

“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”

"Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi oldugunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."

"Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar…"

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler.

"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.

Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin… Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.

Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.

"Kendine iyi bak" bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.

Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem… Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden..., gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?……….

Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.


Şiiri Dinlemek İçin Tıklayınız...