16 Ağustos 2008 Cumartesi

Çalakalem Karalamalar

Her insan birşeyleri gerçekleştirme arsuzu içindedir. Kimi ev, kimi araba, kimi çapkınlık, kimi de para. En nihayetinde hepsi para ile olsada kimileri paraları tutmayı düşünürken kimileride kazandığını direkt harcamayı düşünür. Bu isteklerin birtürlü sonu gelmez. Taa ki hayat bitene kadar. Şimdi benim ne istediğimi yazacağımı mı düşündünüz? Hayır yanıldınız. Kendinden bahsetmiyeceğim bu sefer.
Değineceğim konu arzular ve istekler. Çocukluğumuzdan beri sürekli birşeylerin peşindeyiz. Emeklerken renkli ve sesli oyuncaklar. Yürüyeme başlarken biraz daha büyük ve destek alınabilecek nesneler. Okul çağında renkli ve çeşit çeşit kalemler, silgiler, defterle, çantalar, ayakkabılar, klasörle. Biraz daha büyüyünce bisikletler, cep telefonları, anlamsız istekler falan filan. Bunları saymakla bitiremeyiz sanırım. Neyse zaten çoğunu kendimizden ve çevremizden biliyoruz.
Acaba bu isteklerimizi gerçekten istiyormuyuz. Yoksa başka birisinde olduğu için mi istiyoruz. Bir çocuğa gördüğü bir pyuncağı almazsanız saatlerce hatta bazıları günlerce size küsebilir. Ama alırsanız da iki-üç saat oynayıp köşeye atabilir. Büyüklerde de bu durum söz konusudur.
Örneğin bir araba almak istiyorsunuz ve aylarca para biriktirdiniz. O aylarca kısmını kolay geçemem çünki o aylarda sürekli alacağı arabanın hayali kurulur. Ne renk olsun, az yakıt yaksın falan filan. Sonra aldıktan sonra nerelere gidileceği, kimleri gezdireceği gibi birsürü hayal. Nitekim yeterli para biriktirilip araba alındıktan sonra da bunların çoğu gerçekleştirilir. Peki ya sonra. Aylarca araba hayali kuran kişi arabayı aldıktan bir süre sonra arabası olduğunun bile farkında olmaz. Taa ki arabayı satıncaya kadar.
Bu olay her istekde bu şekilde. Enteresan değil mi?. Herşey sahip oluncaya kadar değerli ve güzel. Ya sahip olunduktan sonra!!!! Sonrası ................herşey yine silbaştan ve ve başka bir isteğin peşinden koşmaca.....

Hiç yorum yok: