13 Ağustos 2008 Çarşamba

Öğretmen Adayları KPSS'ye Girmemeli mi?

Akşam gazetesi yazarı Bekir Türkmenoğlu, 12 Ağustos tarihli yazısında öğretmen adaylarının neden KPSS'ye girmek zorunda olduğunu anlamadığını belirten bir yazı kaleme aldı. Kamu Personel Seçme Sınavının (KPSS) nasıl bir sınav olduğu ve öğretmen adaylarının neden KPSS'ye girmesi gerektiğine dair kısa bir açıklama yapma gereği duyuyoruz.

BEKİR TÜRKMENOĞLU'NUN YAZISI

Öğretmen adayı KPSS'ye girmemeli

Yazının başlığını okuyan diğer fakülte mezunları kızacak belki ama, gerçekten eğitim fakülteleri mezunu öğretmen adaylarının bir de KPSS'ye girmesine ben yıllardır bir anlam veremiyorum. Bir kere eğitim fakültelerini ÖSS'de kazanmak kolay değil. Çok yüksek puan almak gerekiyor. Ama çok yüksek puanla eğitim fakültelerine girebilen öğretmen adaylarından bir kısmı, her nedense aynı başarıyı KPSS'de gösteremiyorlar. Belki de sınava tepki duydukları için böyle oluyor.

İkincisi, eğitim fakülteleri sadece öğretmen adayı yetiştiriyor. Mesela bir hukuk fakültesi, iktisat fakültesi, işletme fakültesi mezunu gibi değiller. Başka işler yapmaları biraz zor. Hatta imkansız gibi bir şey. Buna rağmen, eğitim fakülteleri mezunu öğretmen adayları yıllardır KPSS'lere giriyorlar.

Bu duruma en başta Milli Eğitim Bakanlığı'nın itiraz etmesi gerekir. Ama Bakanlık maalesef bu konuda hiç sesini çıkarmıyor. MEB itiraz edeceği yerde KPSS'ye girmiş, başarılı veya başarısız olmuş öğretmen adaylarına usta öğreticilik, sözleşmeli öğretmenlik gibi roller biçiyor.

Bu durum elbette öğretmen adaylarını tatmin etmiyor. Tatmin etmediği gibi, böyle ikinci sınıf, üçüncü sınıf öğretmen pozisyonunda da görülmek istemiyorlar. Mesela bana mail gönderen ve isminin açıklanmasını istemeyen öğretmenimiz gibi. Öğretmenin maili şöyle:

"Ben anasınıfı öğretmeniyim, okulu bitireli 3 yıl oldu. Fakat KPSS'de yeterli puanı alamadığım için usta öğretici olarak çalışmaktayım. Görevimle ilgili büyük sıkıntı yaşamaktayım. Velilerimi öğretmen olduğuma bile inandıramıyorum. 'Siz niye usta öğreticisiniz de öğretmen değilsiniz' diyorlar."

Evet durum böyle. Kimbilir daha ne sıkıntılar vardır. MEB bu konuyla ciddi olarak ilgilenmeli.


--------------------------------------------------------------------------------

MEMURLAR.NETİN DEĞERLENDİRMELERİ

1- Öncelikle şu hususu belirtmek gerekmektedir. Ki, iktisadın temel kuralıdır. İhtiyaçlar sınırsız kaynaklar sınırlı ise bir seçme yapılması gerekmektedir.

Atama yapılacak öğretmen kadrosu sayısı, öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyenlerden fazladır. Bu halde bir seçme yapılması gerekmektedir. Aksi halde başka bir seçme yönteminin bulunması gerekecektir. Sadece okuldan mezuniyet puanı veya sadece KPSS puanı veyahut da okuldan mezuiyet puanı ile KPSS puanının ortalaması bu yöntemlerden bir kaçıdır. Yıllardır uygulanan yöntem ise KPSS benzeri sınavlardır.

2- "KPSS'ye girilmesin" diyenlerin o zaman kendi seçme yöntemlerini, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları gerekmektedir. Değilse, tak başına "istemezük" talepleri hiçbir anlam ifade etmemektedir.

3- Bize göre, Öğretmen adaylarının girdiği KPSS, adayların üniversite aldığı eğitimleri tekrar sınava tabi tutan bir sınav türü olmamalıdır. Zira adaya gerekli eğitimi üniversite vermiş ve mezun etmiştir. Ve tartışılması gereken de sınavın içeriği olmalıdır. Bize göre en uygun yöntem sadece ve sadece yarışma sınavı değildir. Bu noktada üniversite mezuniyet notunun belli bir oranda KPSS notu ile birlikte değerlendirmeye alınması ve bu iki notun bileşimi sonucu elde edilen not üzerinden değerlendirme yapılması çok daha uygun olacaktır. Zira bu yöntem ile birlikte, öğretmen adayları üniversitedeki derslere de gereken ilgiyi gösterecektir.

Özetle; "sınav yapılmasın" değil sınavın içeriği üzerine kafa yormak ve "istemezük" şeklinde genel kilişelerle görüş açıklamak yerine "alternatifi gerekçeli olarak açıklanmış projeler gündeme getirmek" çok daha uygun olacaktır.


Arkadaşlar Lüften yorumlarınızı paylaşınız..

Hiç yorum yok: