Bu yazı bırakmak üzere olduğum bir şehre ve bu şehrin insanlarının suratına tükürdüğüm bir safra. Afradır belki sözlerim ama en çok aynadaki yansımaya tafra. Karar aşamasında taraflar çeker kılıçları zaaflarıma. Bense en kötü ihtimale aşık kararsız bir umacı. Kum gibi birikti günahlarım, kum gibi gözüme kaçtı. Ya ağladığımı belli edecektim ya da olacaktım bu bahaneye aciz sığınmacı. Tuz dökmeden, yas tutmadan yaralarıma, yine yine açtım, ben balık hafızalı bir yaracı, sense pisliğe gömülmüş hayatının kahramanı, yararcısı. Yalana aşikarım beridir ezelden ve edeptendir gerçek hayatta kullanmayacağım doğru sözler doğru izler öğrenmem. Men ettim kendime aşikar aşkları, ben ettim kendime, kendi kendime… Yer ettim belki kopyalı kalplerde kopçalı izlerle. Olmasaydı daha iyiydi, daha güvenli, daha sevimli… sıfatımız olmasaydı, zarfımız, tamlayıcımız, zaafımız. İyi bir hikayeydik belki, güzel film çıkardı bizden, çıkardı amacın belki, çıkardı yamaçlarıma rengi. Tadında bırakmak gerek, iyice bir düşünmek gerek, serek önümüze hatayı, rotayı, aşılan bu kotayı. İyi film bizden çıkar ama uzadıkça da bu iş sıkar.
2 yorum:
Mehmet bey yine müthiş yazmışsınız. Sizi ilgiyle takip ediyoruz. Başarılarınız devamını dileriz...
Mehmet bey yine müthiş yazmışsınız. Sizi ilgiyle takip ediyoruz. Başarılarınız devamını dileriz...
Yorum Gönder